Yeni Yorumlar

4 min read

Deviation Actions

seruven's avatar
By
Published:
1.4K Views
Hortlaklardan Dersler, Vampirlerden Meseller
Nodierin biyografisinde ilginc ve oldukca spekulatif ayrintilar var. Da Vinci Sifresi romaniyla ilgi ceken Sion Tarikati adli Masonik teskilatin uzun yillar buyuk ustatligini, yoneticiligini yaptigini biliyoruz. Bu tur teskilatlarin dualistik ayrimlara olan saplantili bagliliklarinin, paganik ilgilerinin, cemiyet ozculuklerinin ve aidiyet yeminlerinin seruven edebiyatinin hosuna gittigini biliyoruz. Nodier sahiden de Sion tarikatinin yoneticiyse neden vampirlerle bu denli ilgilenmis, orasi bir muamma. Kitaplarinin yeniden basilmasinda bu gizemli muglâkligin faydasi olmustur mutlaka. Romandan cok yazarin, cevresinin, hayatinin ve mahreminin daha cok konusuldugu bir "bugun" yasadigimizi hatirlatirim.

Yazinin tamami icin link
derinhakikatler.blogspot.com/2…


Fransizca Konusan Samuray
Populer kulturde, samuray mitinin bir silahsor, sovalye ya da Hun cengâverinden pek bir farki yoktur. Hepsinin silahi mesru kilan, siddeti haklilastiran ve olumle ic ice suren bir yasam bicimleri vardir, oyle tahayyul edilirler. Sekuler hayat ve modern tahkiye gelenegi, bu savascilarin dinle iliskisini sinirlandirmis ve hatta onlari otoriteyle sorunlari olan, anarsist ve cool tabiatli bireylere donusturmustur. Gecmiste din ve Allah adina savasan bu muhafizlarin, olumu yucelten, sehitlik mertebesini mesrulastiran eylemleri; adalet algisiyla catisan baska bir eksene cekilmistir. Toplum, gelenek ve duzen bozulmustur vs. Samuray mitinin enteresanligi, olumu goze alma (ve onun anlatilma) tarzindan kaynaklaniyor. Sakinmadan olume gitmesi, acimasizligi, hicbir akli muhakemeye girmemesi ve mutlaka hizli hareket etmesi bir imge olarak "populer edebiyati" heyecanlandirmistir. Japon populer sinemasi gibi samuray filmleri de altmisli yillarin ikinci yarisindan itibaren global kulturde yayginlastilar. Bizdeki mevcut Japon mitleri de (Karate, Ninja, Kung-Fu vs) o tarihlerden itibaren gundelik dilde kullanilir olmustur.

Yazinin tamami icin link
derinhakikatler.blogspot.com/2…

Red Kit 65 Yasinda
Adini kim koyarsa koysun, Red Kit bir bicimde benimsendi, cesitli dergilerde ve kendi adini tasiyan yayinlarda kullanildi. Gerci birkac yerde "Luk Luk" gibi denemeler yapilmadi da degil. Orijinali renkli oldugu icin, 1959 yilindan bu yana daha cok kopyalanarak yayimlanabildi. Baski maliyetlerinin dusmesi, telif haklarinin onem kazanmasi ve onemli yayinevlerinin cizgi roman yayinciligina girmesi Red Kiti zaman icerisinde bu kopya cizgilerden kurtardi. İlk donemlerde Red Kitin kopyalarini Fuat Yilmaz yapti (Dizinin cevirmeni Ali Ondesti). Aydinger kullanarak yapilan bu kopyalarda baska isimler de oldu. Frankofon cizgi romanlar yayimlayan Sakrak ve Silliler ailesinin calistigi kaligrafist, kapak ressami ya da temiz kopya cekebilecek herkes bu kopyalari yapti. Hayri Onder, Erol Kandiyar, Fuat Yilmaz, "Bora", Erdogan Bozok v.d. bu yayinevlerinin cikardiklari butun cizgi romanlari kopyaliyorlardi.

Yazinin tamami icin link
derinhakikatler.blogspot.com/2…

Avrupali Bir Japon Hikâyesi
Ronin, bilindigi uzere, efendisiz savasci (Samuray) anlamina geliyor. Japon tarihinde, derebeyleri yanlarinda besleyebilecekleri olcude savasci tutuyorlar. Savas olmadiginda, kitlikla karsilasildiginda veya gelirleri azaldiginda Samuraylarin bir kismi serbest birakiliyor veya masraflari azaltmak adina uzun yolculuklara gonderilebiliyor. Bazen onur kirici bir suc, asikâr bir hata veya ahlaki duskunluk de samuraylarin efendisiz kalmalarina neden olabiliyor. Samuray hikâyelerine bakilirsa, dâhil oldugu hiyerarside yukselemeyecegini anlayan kimi savascilar, efendilerinden izin alarak disariya cikiyor, un kazanmak icin baska turden bir yola giriyor. Bu kisa ozet bile saniyorum, seruven edebiyatinin efendisiz savascilari, Roninleri neden sevdigini acikliyor. Otoriteyle bagini koparmis, sayginligini yitirmis, gittigi her yerde korku ve endise yaratan silahli bir adami dusunun. Roninin kelime anlaminin denizdeki dalgalar gibi savrulan insan oldugu soyleniyor. Bir seyyah gibi koyleri gezen, itibar arayan, bulduguyla yetinen bir avare, aylak ya da kirsalin flaneuru da denebilir… Uzerinde kiyafet gun be gun epriyen, kilicindan baska degerli bir seyi kalmayan yoksul(lasan) bir adam ayni zamanda…


Yazinin tamami icin link
derinhakikatler.blogspot.com/2…

Basin Ressamlarinin Kitabi
Kitap bir dokum olunca ve bu kadar ureticiyi bir arada-pesisira gorunce birkac nokta hemen dikkat cekiyor. Oncelikle ureticiler arasindaki mektepli-alayli veya sanat-zanaat ayrimi en bastan gorulebiliyor, buna cok ureten, gecim sikintisiyla uretenler ile secerek, uzun zaman harcayarak daha az uretenlerle ilgili bir ayrim da diyebiliriz. 1923-1960 arasinda cizerlik yapip da cizgi roman, karikatur, kapak, reklam, sinema afisi yapmayan yok gibidir. Gelen hicbir teklifin reddedilmedigini anliyorsunuz veya tersi de soylenebilir. Sanat camiasinda ismi olan saygi ve itibar goren ressam ya da tasarimcilarin 1960 oncesinde hayli pulp-trash calismalari oldugunu biliyorsunuz. Sadece gecim sikintisiyla bakilabilecek bir mesele degil bu veya sadece bu olamaz demeliyim. Piyasa, sanati ve beklentileri ister istemez belirliyor, daha dogrusu normallestiriyor; ureticilerin farkli mecralarda var olmasini, taklit ya da intihali mesrulastiran bir sonucu olabiliyor bu coklugun. Ayni cizerin devlet erkâninin istifledigi kanonik ve siyaseten Turkcu bir tablosunu da gorebiliyorsunuz piyasa isi erotik bir calismasini da… Gil Elvgren ya da Enoch Bollesin birebir kopyasina da rastliyorsunuz, bambaska ozgun bir katkiya da… Gunde 4-5 kitap kapagi cizen ressama da sasirmiyorsunuz.

Yazinin tamami icin link
derinhakikatler.blogspot.com/2…
© 2011 - 2024 seruven
Comments0
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In